Mindfulness (Bilinçli farkındalık), duyularımızı kullanarak zihinsel odak noktamızı mevcut ana çevirdiğimiz bir içsel durumu ifade eder. Mindfulness’ı sade farkındalıktan ayıran en önemli nokta o anda yaşadığımız deneyime olan yargısız ve şefkatli bir tutum benimsememizdir. Bu tutumla birlikte, yaşananı olduğu gibi deneyimleme ve kabul etme becerisi ortaya çıkar.
Mindfulness aslında doğuştan sahip olduğumuz ancak hayatın karmaşasında unuttuğumuz bir zihinsel beceridir. Düzenli olarak yapılan mindfulness pratiği, beynimizin nöroplastisitesi sayesinde beyindeki nöral yolları değiştirerek bu beceriyi geliştirmemize olanak tanır. Bu beceriyi geliştirmenin stresi azalttığı, insanın iyi oluş haline katkıda bulunduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Aynı zamanda verimliliği, yaratıcılığı ve iş başarısını arttırmak için de etkili bir pratiktir. Bilinçli farkındalık entelektüel düzeyde üzerine düşünerek anlayacağımız bir kavramdan ziyade pratik ederek deneyimleyebileceğimiz bir haldir.
Jon Kabat-Zinn'in tanımıyla, mindfulness bilinçli bir şekilde açık, nazik ve yargısız bir dikkat sonucunda ortaya çıkan farkındalıktır. Jon Kabat-Zinn, mindfulness'ı batı dünyasına tanıtan isimlerden biridir. Massachusetts Institute of Technology'de (MIT) Bilinçli Farkındalık Merkezi'nde geliştirdiği MBSR (Mindfulness Based Stress Reduction) programı, mindfulness konusundaki bilimsel çalışmalara ışık tutmuştur.
Mindfulness ve Bilim
Mindfulness'ın bilimle harmanlanması, özellikle Jon Kabat-Zinn'in 1979 yılında MIT'de başlattığı MBSR programı ile ortaya çıkmıştır. Bu program, mindfulness temelli stres azaltma konseptini içermekte olup, katılımcılara 8 haftalık bir mindfulness pratiği uygulatmaktadır. Araştırmanın sonucunda, bu programın katılımcıların beyinlerinde stresle bağlantılı bölgelerde pozitif değişikliklere yol açtığını göstermiştir.
Ayrıca, mindfulness pratiğinin beynin nöroplastisitesi üzerindeki etkileri incelenmiş ve düzenli uygulama ile nöral yolların yeniden yapılandırılabileceği gözlemlenmiştir. Fonksiyonel MRI'lar, kısa süreli ve düzenli mindfulness pratiğinin beyindeki olumlu değişiklikleri kaydetmiştir.
Aşağıdaki linkten mindfulnessın insanın iyi oluş haline olan pozitif etkisi ile ilgili bilimsel araştırmaların kapsamlı bir incelemesini bulabilirsiniz:
Mindfulness Ne Değildir?
Zihinsel Boşluk veya Düşünce Yokluğu Değildir: Mindfulness, zihinsel bir boşluk yaratma veya düşünceyi tamamen durdurma pratiği değildir. Tam tersine, bilinçli farkındalık, mevcut anı anlamak, yargısızca yanık olmak, kabul etmek ve yaşamak anlamına gelir.
Uygulanması Zor Değildir: Düzenli ve sürekli bir çaba gerektirebilir. Ancak, küçük adımlar ve düzenli uygulama ile faydalar zamanla fark edilebilir hale gelebilir.
Yalnızca Meditasyon Değildir: Meditasyon, mindfulness'ın bir yolu olabilir, ancak mindfulness sadece süreli bir meditasyonla sınırlı değildir. Günlük yaşamın her anında açık bir farkındalığa sahip olmak, yürümek, çalışmak, yemek yemek gibi aktivitelerde farkındalığı artırmak da mindfulness pratiğine dahildir.
Sadece Rahatlamak İçin Değildir: Mindfulness, sadece stresten kurtulma veya rahatlama amacı taşımaz. Aynı zamanda yaşanan anın tam olarak farkında olmayı ve bu farkındalığı günlük yaşamın her alanına entegre etmeyi içerir.
Mindfulness bir din veya spiritüel bir uygulama değildir : Mindfulness, birçok kültürde köken alan bir uygulama olabilir, ancak spiritüel bir uygulama veya din değildir. Mindfulness, daha çok duyusal deneyimlere karşı açık ve nazik olmayı amaçlayan bir zihinsel beceridir.
Olayları Olumlama veya İyi Açıdan Bakma Çalışması Değildir : Olayları olduğu haliyle yargısız bir şekilde değerlendirmektir. Olumlama yapmak veya her şeye pozitif açıdan bakmak demek değildir.
Comments